Nihat Sırdar Leyla ile Mecnun’u Anlattı


Bir kere çok samimi. Türkiye’de uzun zaman sonra çekilen ilk absürd komedi. TRT’nin içinde bile TRT’yi eleştirebiliyor, güldürürken öğretiyor, her bir karakter mahallemizden birini tasvir ediyor. Alem FM’in efsanevi radyocusu Nihat Sırdar, AKŞAM Cumartesi için Türk televizyonculuğunun yeni fenomeni ‘Leyla ile Mecnun’un başarısının sırlarını anlattı.
Hırvatistan Dubrovnik’te bir lokantanın bahçesinde oturuyoruz. Genel olarak turistlere kötü davranan garson, Türk olduğumuzu öğrenince daha bir hırçınlaşıyor ve daha bir soğuk davranıyor bize. Kendi aramızda ‘Avrupa Futbol Şampiyonası’nda eledik. Acısı hala içlerinde bunların’ yorumları yapıyoruz.
Tam o sırada hemen yanımızdaki evin camından tanıdık bir ses geliyor. Cevriye Hanım, Fikret’e bağırıyor. Dubrovnik’te, yan evde…
Kafamızı kaldırıp bakınca evin içindeki televizyonda Yaprak Dökümü’nün oynadığını, ev halkının pür dikkat ve hatta bize bakan kıl garsonun göz ucuyla diziyi izlediğini görüyoruz. Türk dizilerinin sadece bizi değil, dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir milleti nasıl etkisi altına aldığını anladığım sayısız örnekten biri bu.
Unutmadan… Hesabı öderken garsona Ali Rıza Bey’in final bölümünde öldüğünü söyleyerek intikamımı alıyorum elbette.
TURGUT UYAR OKUTUYORDizi izlemek, bir dizinin repliklerini ezbere bilmek, diyaloglarını, karakterlerin hareketlerini tekrar etmek sizin rahatsız bir insan olduğunuz manasına gelmez.
Ancak genel olarak çok dizi izleyen insanlar bile yakın çevreleriyle konuşurken, ‘Sadece şu dizi. İnan başka izlemiyorum’ diye kendini savunma ihtiyacı hissedebiliyor.
Neden? Dizi dediğin (çok kötü değilse elbette) pek çok şey öğretebiliyor, insanın zihnini açabiliyor.
Leyla ile Mecnun mesela.
Yavuz Hırsız’ın görme engelli sevgilisine okuduğu kitabı gelip kitapçıya soranı bile gördüm ben; Beyoğlu’nda. 20′li yaşlarında bir gence Turgut Uyar okutmayı başardı Leyla İle Mecnun. O yüzden farklı ve o yüzden çok sahiplenici ve belki fanatik bir kitlesi var bu dizinin.
İŞTE FORMÜLLERBir kere absürd komedi izlemeyeli uzun zaman olmuş.
İlla bir kurgu ve duygusallık kaygısı olmadan gönlünce aklına gelen her espriyi yazabilme kabiliyeti var dizinin senaristi Burak Aksak’ta.
Ve elbette bu senaryoyu seyirciyi rahatsız etmeden uygulayabilen bir oyuncu ve yönetmen kadrosu…
İlk bölümde aksakallı bir dedenin Mecnun’a musallat olması ve biz onu sadece Mecnun’un hayallerinde sanırken herkese görünmesinden belliydi zaten böyle olacağı.
Bir bölümde dolandırıcı yaşam koçları işlenirken, diğer bölümde uzaya çıkıyor Leyla ile Mecnun ekibi.
Bir bölümde Lost ile dalga geçilirken devrisi hafta Çiçek Taksi’yle kafa bulunabiliyor.
Bir bölümde Ferdi Tayfur şarkıları söylenirken, bir başka bölümde Cin Ali karakteri olabiliyorlar.
Beklemediğiniz bir anda, beklemediğiniz konu ve acayip espriler pat diye vuruyor insan dimağına. Hep beklendik, hep aynı konuları ve esprileri izlemiş Türk izleyicisine Leyla ile Mecnun’un bu kadar cazip gelmesinin sebebi bu.
KİREÇBURNU’NA SAYGISonra samimiyet var.
Günlerce işgal ettikleri, kimi zaman orada yaşayanların hayatını çekilmez yapan dizi ekipleri ve yapımcılar dizinin sonunda kuru ve ışık hızıyla geçen bir teşekkür yazısı yayınlarken mesela, Leyla ile Mecnun her fırsatta Kireçburnu’nda olduğunu, oranın dizisi olduğunu söylüyor.
‘Kireçburnu’nun reklamı olmasın’ diye akla zarar bir düşünceyi aklına getirmiyor.
Bu nedenle dizinin sevenleri Kireçburnu’na gidip Mecnun ve İsmail Abi gibi birbirlerine ‘Huoooooppppppp, nasııııııııııııııııııl’ diye bağırıp (dizinin kült sahnesidir) çekip fotoğraflar çektiriyorlar.
Dizinin oyuncuları (özellikle Mecnun’u oynayan Ali Atay) öyle her televizyon programında, zırt magazin programının pırtı yakaladık köşesinde karşımıza çıkmıyor.
Sete gelen izleyiciye kötü muamele yapılmıyor, çay ikram ediliyor, resim istekleri kırılmıyor (Gitmedim ama ulağıma kadar geldi bu söylentiler).
BEHZAT Ç. İLE ORTAKBehzat Ç’yi izleyen kitleyle Leyla ile Mecnun izleyen kitlenin aynı olduğunu fark eden yapımcılar ilk sezonun bir bölümünü birlikte çektiler. Yabancı dizilerde görmeye alışık olduğumuz dizi karakterlerinin başka dizilere konuk olma uygulamasının bugüne kadar Türkiye’de yapılmış en güzel örneğidir o bölümler. Tam ‘Daha nasıl bir sürpriz yapabilirler?’ veya ‘Biraz fazla mı fantastik oldu acaba bu dizi?’ dediğiniz anda örneğin TRT vergileri konusuyla bir anda gerçek hayatı önünüze çıkarabiliyor Leyla ile Mecnun.
Erdal Bakkal hepimizin şikayetçi olduğu elektrikten alınan TRT payını ödemek istemediğini söylemek için TRT’ye gidiyor ve ciddi bir TRT eleştirisi yapılıyor. Üstelik TRT’de.
BBC’nin dizilerinde veya kısa filmlerinde görmeye çok alışık olduğumuz (ki orada BBC yöneticilerine küfür bile eder BBC dizilerinin oyuncuları) bu espri anlayışının TRT’de uygulanabilmesi, ancak Leyla ile Mecnun gibi bir yapımla gerçekleşebilirdi zaten.
Gerçi sonradan TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ‘O bölüm benim fikrimdi’ dedi ama ben kendi adıma ihtimal vermedim:
Artık kabak tadı vermiş ve sürekli aynı diyalogları yapan diğer dizilere yapılan göndermeler, Şakadan ve AB’den Sorunlu Bakan Egemen Bağış’ın ‘Ben dün kamyon kullandım, Leonardo Da Vinci’ şakasıyla geçilen dalga, her hafta biraz daha bağlıyor biz izleyicileri Leyla ile Mecnun’a.
GÜLÜNEN SAHNE KESİLMEZ!Oyunculuklar ve doğallık etkiliyor izleyiciyi biraz da.
Yönetmen ve yapımcı Onur Ünlü (ve diğer yönetmen Eyüp Boz) oyuncuların çekerken güldükleri bir sahneyi kesmeyebiliyolar örneğin. Bu L&M izleyicisine aykırı geleceğine mutlu ediyor. Çünkü senin güldüğün espriye onların da güldüğünü, eğlendiğini görüp mutlu oluyorsun.
İçinde hep ‘Kireçburnu’nda olsam, İsmail Abi’yle huoooooooplaşsam’ duygusu hakim oluyor izlerken. Orada olmak istiyorsun. Ama asıl önemlisi, bir sonraki hafta karşına nasıl bir konu çıkabileceğini bilmemek duygusu bence bu bağlılığı arttıran.
Her bir karakter içimizden biri
Her karakter, aslında sizin evinizde veya mahallenizde olan birini anlatıyor.
‘MECNUN’ SİZE DE TANIDIK GELİYOR MU?: Açık Öğretim’de okuyan, işsiz, mahallenin bakkalında veya kahvesinde, sahilde veya köşe başında takılan Mecnun gibi (Ali Atay) kaç tip var etrafınızda bir bakın bakalım.
Bu tiplerin yanı başında duran kankaları, biraları alıp (ki TRT dolayısıyla içki sahneleri sofra tam teşkilat olmasına rağmen mozaikleme yerine üzüm yenerek çekiliyor bu dizide) yaptıkları muhabbete kaç kere şehit olmuşsunuzdur.
İSMAİL ABİ FENOMENİ: İşte o nereye çağırsanız sizinle gelecek, sizinle içip dinleyecek, en pis kavgaya dalabilecek, yanındaki gibi işsiz ve ısrarla iş arayan adamdır İsmail Abi (Serkan Keskin).
Bu arada İsmail Abi’nin iş görüşmeleri sırasında ‘Yapabilir misin bu işi?’ sorusuna verdiği ‘Benim genlerimde var. Benim dedemin, dedesinin dedesinin dedesi….’ Yanıtları ve geri dönüşler bence dizinin en güzel bölümüdür.
HIRSIZ AMA ROMANTİK: O arkadaş grubunun illegal işlerle uğraşan bir üyesi illa vardır. Vergi kaçıran, sahte fatura basan, hırsızlık yapan, ufak çapta bir dolandırıcı. Her mahallede olur.
Leyla ile Mecnun’da ki bu adamımız Hırsız Yavuz’dur (Osman Sonant). Hırsızdır ama romantiktir.
Aşık olur ve gözleri görmeyen aşkı için saatlerce şiir kitapları okuyabilir.
Plazma TV üzerine hırsızlık tecrübesi vardır ve bir gecede bütün Kireçburnu’nun televizyonlarını çalabilir.
Mahallenin esnafı içinde aklı sadece para kazanmaya, hinliğe ve adam satıp dedikodu yapmaya çalışan biri hep vardır.
BAKKAL KÖTÜ AMA ÇAYI VAR YA: Burada tercih bakkaldan yana kullanılmış. Erdal Bakkal (Cengiz Bozkurt) iğrençtir, kötüdür, feci dans eder ve karısı gariptir. Ama ne olursa olsun çay Erdal Bakkal’da içilir.
İSKENDER BABA: Karısı tarafından terk edilen ve kazık kadar oğlunun yanında 2 dedeye birden (biri gerçek ak sakallı dede, diğeri çakma ak sakallı beleşçi dede) bakmak zorunda olan, ev işlerine giderek ısınan ve hamur işlerinde uzmanlaşan, asıl mesleği taksicilik olan ama kullandığı tüm motorlu taşıtları (buna uzay gemisi dahil) itmek zorunda kalan bir baba gerekir zaten böyle bir diziye.  İskender Baba (Ahmet Mümtaz Taylan) tam öyle bir babadır işte.
MECNUN VE LEYLALAR!: Ve Leylalar. İlk sezonda bir tane olan (Ezgi Asaroğlu) Leyla’nın ölmesiyle son bölümde Leyla sayısı bir ara konuşan necefli vazonun da Leyla olduğunun anlaşılmasıyla 5′e kadar çıktı!


Etkiketler: Leyla ile Mecnun, Nihat Sırdar , Nihat, Sırdar, Leyla ile Mecnun ' u Anlattı, Leyla ile mecnunu anlattı, dizi röpörtajları, leyla ile mecnun?, trt1 , iskender baba, ismail abi fenomeni, mecnun sizede tanıdık geliyor mu, alem fm, 89.3

Yorumlar

Popüler Yayınlar